istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Evrenin en uzak ve güçlü ORC’si: ‘Tuhaf Radyo Çemberi’

Gökbilimciler, şimdiye kadarki en uzak ve en güçlü ‘tuhaf radyo çemberi’ni (ORC) belirledi. Kırmızıya kaymalı kaynak, iki kesişen halkasıyla dikkat çekiyor ve ORC’lerin kökenine ilişkin sarmal ana galaksilerden gelen ‘süper rüzgar’ akımlarına işaret ediyor.

Giriş: 03.10.2025 - 11:11
Güncelleme: 03.10.2025 - 11:11
Evrenin en uzak ve güçlü ORC’si: ‘Tuhaf Radyo Çemberi’

Dev bir kozmik gizem daha da büyüdü. Gökbilimciler, şimdiye kadar kaydedilen en uzak ve en güçlü ‘tuhaf radyo çemberi’ni (ORC) tespit ederek, bu nadir gök halkalarının bulmacasını daha da derinleştirdi. ORC’ler ilk olarak yalnızca altı yıl önce fark edildi ve bugüne dek sadece birkaç örneği doğrulandı. Samanyolu’nun 10–20 katı ölçeğe ulaşabilen bu dev, soluk, halka biçimli radyo emisyon yapıları, sıradan galaksiler gibi görünmez; sadece göreli ve manyetize plazmanın ürettiği radyo ışığıyla parıldar.


SÜPER RÜZGAR İZLERİ

Daha önceki yorumlar, ORC’lerin süper kütleli kara delik etkinlikleri ya da galaksi çarpışmalarına bağlı şok dalgaları sonucu oluşmuş olabileceğini öne sürüyordu. Ancak yeni çalışma, bu dev halkaları sarmal ana galaksilerden yükselen süper rüzgar akımlarıyla ilişkilendiren farklı bir modele kapı aralıyor. Keşif, Mumbai Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından, düşük frekanslarda dünyanın en büyük radyo teleskobu ağlarından LOFAR ile, RAD@home vatandaş bilimi platformu kullanılarak gerçekleştirildi.


İKİ HALKALI YAPI

Yeni tanımlanan kaynak RAD J131346.9+500320, evrenin bugünkü yaşının henüz yarısı kadarken (yaklaşık z=0,94 kırmızıya kayma) ışığını yola çıkarmış bulunuyor. Bu konum, onu şimdiye kadar bilinen en uzak ve en güçlü ORC yapıyor. Daha da ilginci, iki kesişen halkaya sahip olması; bu özellik şimdiye dek yalnızca bir başka ORC’de görülmüştü. RAD@home’un kurucusu Dr. Ananda Hota, çalışmanın profesyonel gökbilimciler ile vatandaş bilimcilerin birlikte bilimsel keşfin sınırlarını nasıl zorlayabildiğini gösterdiğini; ORC’lerin galaksiler ve kara deliklerin el ele evrimine dair hayati ipuçları taşıyabileceğini vurguluyor. RAD J131346.9+500320, vatandaş bilim insanları tarafından keşfedilip LOFAR ile doğrulanan ilk ORC olma özelliğini de taşıyor.


KOZMİK DEVLER GALERİSİ

Rekor ORC’ye ek olarak, iki kozmik dev daha rapor edildi. Bunlardan RAD J122622.6+640622, yaklaşık 3 milyon ışık yılı genişliğiyle Samanyolu’nun 25 katı büyüklüğe ulaşıyor; keskin biçimde bükülen jeti, yaklaşık 100 bin ışık yılı eninde dev bir radyo halkası oluşturuyor. İkincisi RAD J142004.0+621715, 1,4 milyon ışık yılı boyunca uzanıyor ve jetlerinden birinin ucunda çarpıcı bir halka sergiliyor. Her iki kaynak da kalabalık galaksi kümeleri içinde yer alıyor; jetlerin, milyon derecelik sıcak plazmayla etkileşimi bu sıra dışı şekillerin ortaya çıkmasında etkili görünüyor. Üç yeni nesnenin de yaklaşık 100 trilyon Güneş kütlesine karşılık gelen kümelerde bulunması, kara delik jetleri ile yoğun kozmik ortamların çarpışmasının bu yapıların oluşumunda merkezi rol oynayabileceğini düşündürüyor.


İNSAN GÖZÜNÜN PAYI

Varşova Ulusal Nükleer Araştırma Merkezi’nden ortak yazar Dr. Pratik Dabhade, keşiflerin ORC ve radyo halkalarının tekil merak unsurları olmadığını; jetler, rüzgarlar ve çevre tarafından şekillenen egzotik plazma yapıları ailesinin birer üyesi olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor. Bu nesnelerin vatandaş bilimciler tarafından ortaya çıkarılabilmesi, makine öğrenimi çağında bile insan örüntü tanıma yetisinin önemini koruduğunu hatırlatıyor.


SKA VE LSST SENKRONU

Geleceğin dev gözlemevleri, özellikle Square Kilometre Dizisi (SKA), çok daha fazla ORC’yi gün ışığına çıkaracak. Bu verilerin, DESI ve Rubin Gözlemevi’nin LSST taramalarıyla birleştirilmesi, bu tuhaf halkaların nasıl doğduğunu ve evrimleştiğini izlemeyi mümkün kılabilir. Böylece kara delik–galaksi ortak evrimi, rüzgar–jet–ortam etkileşimleri ve kozmik manyetik alanların rolü, şimdiye dek olmadığı ölçüde ayrıntıyla sınanabilecek.