istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

YouTube, yasaklanan içerik üreticilerini yeniden aktif hale getirecek

Alphabet’in Temsilciler Meclisi’ne gönderdiği mektuba göre YouTube, COVID-19 ve seçim dürüstlüğü politikalarını defalarca ihlal ettikleri gerekçesiyle geçmişte platformdan çıkarılan içerik üreticilerine yeniden katılım imkanı tanımaya hazırlanıyor.

Giriş: 24.09.2025 - 18:11
Güncelleme: 24.09.2025 - 18:11
YouTube, yasaklanan içerik üreticilerini yeniden aktif hale getirecek

YouTube’un ana şirketi Alphabet, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi Başkanı Jim Jordan’a hitaben gönderdiği beş sayfalık mektupta, platformun COVID-19 ve artık yürürlükte bulunmayan seçim dürüstlüğü politikalarını tekraren ihlal ettikleri için kapatılan kanallara platforma dönüş fırsatı sunma hazırlığında olduğunu bildirdi. Şirket, bu kararın ifade özgürlüğüne bağlılığı yansıttığını ve muhafazakar içerik üreticilerinin toplumsal söylemde geniş erişim ve önemli rol sahibi olduklarını kabul ettiklerini belirtti.

 

POLİTİKA DÖNÜŞÜ GELİYOR

Söz konusu politika değişikliğinin kapsamı ve takvimi henüz netleşmedi. Hangi kanalların ne zaman yeniden etkinleştirileceğine ilişkin ayrıntılar paylaşılmadı. ABD medyasında, geçmiş yıllarda platformdan uzaklaştırılan isimler arasında eski FBI Başkan Yardımcısı Dan Bongino, Beyaz Saray’ın eski Terörle Mücadele Şefi Sebastian Gorka ve podcast sunucusu Steve Bannon gibi muhafazakar figürler anıldı.

 

BEYAZ SARAY BASKISI İDDİASI

Alphabet, mektubunda, Biden yönetimi döneminde üst düzey yetkililer dahil olmak üzere Beyaz Saray’dan, şirket politikalarını ihlal etmeyen bazı COVID-19 içeriklerinin kaldırılması yönünde ısrarlı telkinler geldiğini ileri sürdü. Şirket, içerik politikalarını bağımsız biçimde geliştirmeye ve uygulamaya devam ederken, ihlal içermeyen kullanıcı içeriklerinin kaldırılmasına dönük baskıların sürdüğünü kaydetti. Biden yönetimi, 2021’de göreve başladığında platformları “zararlı yanlış bilgi” olarak tanımlanan içerikleri temizlemeye çağırmış, dezenfektan enjeksiyonu gibi tehlikeli öneriler özelinde sert uyarılar yapmıştı.

 YouTube, yasaklanan içerik üreticilerini yeniden aktif hale getirecek


MUHAFAZAKARLARIN YORUMU

Cumhuriyetçi kanat, YouTube’un hamlesini sansüre karşı bir geri adım olarak değerlendirdi. Jim Jordan, sosyal medyada, yürüttükleri çalışmaların Amerikan kamusu için ‘büyük bir kazanım’ getirdiğini savundu; siyasî konuşmaların (COVID ve seçimler dahil) platformlarda kısıtlanmasına yönelik politikalardan dönülmesini ‘telafi’ adımı olarak yorumladı. Cumhuriyetçiler, uzun süredir Biden yönetiminin muhafazakar sesleri bastırmak amacıyla teknoloji şirketleriyle koordineli hareket ettiğini iddia ediyor.

 

ALGORİTMA VE GÜVENLİK ÇERÇEVESİ

Alphabet, YouTube’un şirketin tüm hizmetlerindeki içerikler hakkında otomatik işlem veya etiketleme yetkisi vermediğini ve vermeyeceğini vurguladı. Bunun yerine, kullanıcıların içeriğe bağlam notları ekleyebildiği, topluluk odaklı bir doğrulama yaklaşımı benimsendi. Bu model, Elon Musk’ın satın alımından sonra X platformunda öne çıkan topluluk notları uygulamasıyla benzerlik taşıyor.

 

GERİ DÖNÜŞ DALGASI

Daha önce yasaklanan hesaplara yeniden erişim verilmesi, sosyal medya ekosistemindeki daha geniş bir rehabilitasyon eğilimi ile de örtüşüyor. X (eski Twitter), 2022’den sonra yanlış bilgi yaydığı gerekçesiyle uzaklaştırılmış çok sayıda hesabı geri davet etmişti. YouTube’un hamlesi, bu esnekleşmenin video merkezli en büyük platformlardan birine de yansıması anlamına geliyor.

 YouTube, yasaklanan içerik üreticilerini yeniden aktif hale getirecek


SAHADA DENGELER

Politika değişikliğinin tam etkisinin ne olacağı ve uygulama sırasında hangi içeriklerin nasıl ele alınacağı, önümüzdeki süreçte netleşecek. ABD’de 170 milyon civarında kullanıcısı bulunan TikTok’un akıbeti etrafında süren siyasî tartışmalar, seçim güvenliği ve pandemi içerikleri bağlamındaki platform kararlarını zaten yüksek siyasetin merkezine taşımıştı. YouTube’un yaklaşımı, bir yandan ifade özgürlüğü dengesini öne çıkarırken, diğer yandan yanlış bilgiyle mücadelede kamu-özel etkileşiminin sınırlarına dair tartışmaları yeniden alevlendirme potansiyeli taşıyor.