Kanada’dan McGill Üniversitesi ve iş birliği yapan kurumlardaki araştırmacılar, ne yıldız ne de gezegen olan, ikisinin arasında bir kategoride yer alan gezegen kütleli bir kahverengi cücenin atmosferik özelliklerini haritalamayı başardı. Kütlesi Jüpiter benzeri bir gezegen ile kahverengi cüce sınırında yer alan SIMP 0136, bu nedenle bir yıldıza bağlı olmayan ‘başıboş bir gezegen’ olarak da adlandırılıyor.
Ekip, James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanarak cisimden gelen ışıktaki ince değişimleri yakaladı ve yüzeyindeki karmaşık, gelişen hava modellerini ortaya çıkardı. Çalışma, The Astrophysical Journal dergisinde yayınlandı.
Çalışmanın başyazarı ve McGill Üniversitesi'nde fizik alanında yüksek lisans öğrencisi olan Roman Akhmetshyn, bu tür araştırmaların önemine değindi. Diğer yıldızların etrafındaki yaşama elverişli gezegenlerin doğrudan görüntülenemediği şu dönemde, bu çalışmanın çok benzer dünyalardaki meteoroloji ve atmosfer bileşimi hakkında bilgi edinme yöntemlerini geliştirdiğini belirtti.
İDEAL LABORATUVAR ORTAMI
SIMP 0136, Balık Takımyıldızı yönünde yaklaşık 20 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor. Jüpiter'in yaklaşık 13 katı kütleye sahip olan bu cisim, yıldızlara güç veren nükleer füzyonu sürdüremeyecek kadar küçük, ancak sıradan bir gezegen olarak kabul edilemeyecek kadar da büyük. Uzayda tek başına sürüklenen bu serbest yüzen gezegen, izole ortamı sayesinde, yıldız ışığının müdahalesi olmadan gaz devlerinin atmosferlerini incelemek için ideal bir laboratuvar sunuyor.
KANADA YAPIMI CİHAZ
Araştırmacılar, Kanada Uzay Ajansı ve Montréal Üniversitesi (UdeM) tarafından geliştirilen, Kanada yapımı bir cihaz olan Webb teleskobunun Yakın Kızılötesi Görüntüleyici ve Yarıksız Spektrografını (NIRISS) kullandı. Ekip, cismi yalnızca 2,4 saat süren tam bir dönüşü boyunca gözlemledi. Bu veriler, UdeM gökbilimcisi Étienne Artigau liderliğindeki Garantili Zaman Gözlemleri programının bir parçası olarak toplandı.
KAYA VE DEMİR BULUTLARI
Ekip, farklı dalga boylarındaki parlaklıktaki küçük dalgalanmaları analiz ederek, SIMP 0136'nın ışığının en az üç farklı atmosfer katmanı tarafından şekillendirildiğini keşfetti. Her katmanın, forsterit (bir kaya türü) ve demir gibi farklı malzemelerden oluşan, farklı sıcaklık ve kimyasal bileşimlere sahip bulutlar içerdiği belirlendi.
Roman Akhmetshyn, dünyanın dört bir yanına dağılmış, farklı sıcaklık ve kimyaya sahip çok sayıda küçük ölçekli parçalı buluttan şüphelendiklerini ifade etti. Tam bir meteorolojik harita oluşturulamasa da, bazı atmosfer katmanlarında kuzey-güney asimetrisinin belirgin belirtilerinin tespit edildiğini vurguladı.
GELECEK HARİTALAMA ÇALIŞMALARI
Bu asimetrinin, bu gezegenlerin atmosferlerini haritalamaya yönelik gelecekteki çabaların iki boyutlu (boylam ve enlem olarak) yapılmasını gerektireceği anlamına geldiği belirtildi. Çalışma ayrıca, gözlemlenen verileri tek bir modelin açıklayamadığını, spektrumun ancak birden fazla atmosfer modelinin bir araya getirilmesiyle yeniden üretilebildiğini gösterdi.
Bu bulgu, kahverengi cücelerin ve dev dış gezegenlerin, Jüpiter'in bantlarına benzer, ancak çok daha çalkantılı, kaotik ve hızlı değişen bir hava koşullarına sahip olduğu teorilerini destekliyor. Bu tür değişkenlikleri anlamak, bilim insanlarının uzak gezegenlerden gelen sinyalleri yorumlamasına yardımcı olacak.