istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Uzay kasırgaları için erken uyarı çağrısı: ‘Çoklu sonda’ ağı şart

Bilim insanları, Güneş’ten kopan koronal kütle atımlarının (CME) içinde oluşan ‘akı ipleri’ adlı plazma girdaplarının, jeomanyetik fırtınaları tetikleyecek kadar güçlü olabileceğini belirterek Dünya–Güneş hattında çoklu uzay aracıyla gerçek zamanlı erken uyarı takımyıldızı kurulmasını önerdi.

Giriş: 07.10.2025 - 17:51
Güncelleme: 07.10.2025 - 17:51
Uzay kasırgaları için erken uyarı çağrısı: ‘Çoklu sonda’ ağı şart

Güneş’ten gelen plazma patlamalarının tetiklediği uzay kasırgalarının astronot güvenliğini ve yeryüzündeki kritik teknolojik altyapıyı etkileyebileceği uyarısı yenilendi. Michigan Üniversitesi’nden araştırma grubu, bilgisayar simülasyonlarıyla Güneş’ten fışkıran ve güneş rüzgarı boyunca ilerleyen dev plazma bulutlarını inceledi; bu akış içinde, ‘akı ipleri’ olarak bilinen kasırga benzeri manyetize spiral yapılar oluştuğunu ve bunların jeomanyetik fırtına başlatacak kuvvete ulaşabildiğini ortaya koydu. Ekip, tekil teleskopların bu yapıların takibinde yetersiz kaldığını, çözümün ise Lagrange 1 (L1) noktasına yerleştirilecek çoklu sonda mimarisi olduğunu vurguladı.


ERKEN UYARI İHTİYACI

Araştırmacılar, akı iplerinin genişliğinin yaklaşık 4.800–6.000 km aralığında değiştiğini, CME’lerin yavaş güneş rüzgarı akımları boyunca sürüklendiğinde bu girdapların daha kolay oluştuğunu saptadı. Bazı kasırgalar hızla dağılsa da, özellikle hızlı ve yavaş rüzgar akımlarının çarpıştığı sınır bölgelerinde daha kalıcı hale gelebildi. Simülasyon sonuçlarına göre bu girdapların manyetik alan gücü, Dünya manyetosferinde şiddetli fırtına koşullarını tetiklemeye yetecek düzeye çıkabiliyor. Ekip, bu nedenle ‘uzay hava durumu’ için yalnızca yüzeye bakan teleskop görüntülerine güvenmek yerine, güneş rüzgarını hacimsel ve çok noktalı gözlemlemenin zorunlu olduğunu belirtti.


TAKIMYILDIZ ÖNERİSİ GELDİ

Michigan grubunun çözüm önerisi, NASA’nın SWIFT (Space Weather Investigation Frontier) görev konseptini esas alan ancak güncellenmiş bir takımyıldız: Dünya’dan yaklaşık 200 bin mil ötede, üçgen piramit düzeninde dört sonda—üçü köşelerde özdeş uydular, Güneş yönüne bakan bir merkez uzay aracı ise tepe noktası. Merkez araç için, alüminyum güneş yelkeniyle sürekli konum düzeltme yapabilen Solar Cruiser tasarımına benzer bir yaklaşım öneriliyor. Bu dizilim, Dünya’ya doğru gelen güneş rüzgarı akılarının geniş bir alanını eşzamanlı tarayarak, akı iplerinin hem mekansal dağılımını hem de zaman içindeki evrimini çözecek.


L1 NOKTASI AVANTAJI

Takım yıldızının L1’e konuşlandırılması, Güneş’e göre sabit göreli konum sayesinde süreklilik ve öngörülebilirlik sağlıyor. Araştırmacılar, L1 tabanlı mimarinin uyarıların kullanıcıya ulaşmasında yaklaşık yüzde 40 daha hızlı tepki süresi kazandıracağını hesaplıyor. Bu kazanım, düşük Dünya yörüngesindeki (LEO) uyduların yörünge sapmalarından elektrik şebekelerinde indüklenen akımlara (havacılıkta rota değişikliklerinden yüksek frekanslı iletişim kesintilerine kadar) operasyonel azaltım adımları için ek zaman penceresi sunabilir.


KÜRESEL RİSK İZLEĞİ

Eski NASA yöneticisi Charles Bolden’ın yıllar önce dikkat çektiği üzere, şiddetli uzay hava olayları yeryüzündeki büyük afetlerle denk etkiye ulaşabiliyor. 2021’de yayımlanan bağımsız bir akademik çalışmada, aşırı CME senaryosunda deniz altı fiber kabloların etkilenmesiyle küresel internetin geniş ölçekli kesintiye uğrayabileceği ve bunun ABD ekonomisine günlük 7,2 milyar dolar maliyet doğurabileceği hesaplanmıştı. 2024 Mayıs’ında yaşanan jeomanyetik fırtına sırasında, uydu yörüngelerinde bozulmalar, yüksek gerilim hatlarında anormal yüklenmeler ve kimi uçuşlarda rota ayarlamaları kayda geçmişti. Michigan ekibinin simülasyon temelli bulguları, bu risklerin erken ve güvenilir şekilde saptanabilmesi için çoklu sonda tabanlı operasyonel bir gözlem katmanının eksikliğine işaret ediyor.

Uzay kasırgaları için erken uyarı çağrısı: ‘Çoklu sonda’ ağı şart


GÜNEŞ YELKENİ VURGUSU

Önerilen merkez aracın güneş yelkeni kullanması; yakıt lojistiğine göre bağımsız, uzun süreli istasyon-keeping ve esnek konum manevralarıyla L1 çevresinde yüksek görev oranı vaat ediyor. Böylece, akı iplerinin doğrudan in-situ ölçümleri (plazma yoğunluğu, hız, sıcaklık, vektörel manyetik alan) ile uzak algılama verileri aynı anda birleştirilebilecek; kasırga benzeri yapıların kökeni, boyutu, yönelimi ve jeomanyetik eşiklere etkisi daha tutarlı biçimde ayrıştırılabilecek.



SONRAKİ ADIMLAR

Ekip, Astrophysical Journal’da yayımlanan çalışmada kullandığı yüksek çözünürlüklü MHD simülasyonların, gerçek görev mimarisi için sensör paketi (plazma dedektörleri, magnetometreler, geniş açılı koronagrafi), telemetri bant genişliği ve veri füzyonu gereksinimlerine yol gösterdiğini belirtiyor. Amaç, uzay kasırgalarının oluşum (taşınım) etkileşim zincirini olay bazlı izleyip, yer hedefli ‘T–X saat aralığı’ uyarılarını (ne zaman–ne kadar şiddette) operasyon merkezlerine aktarabilmek. Böyle bir mimari, astronot yürüyüşlerinden GNSS doğruluğuna, şebeke yük yönetiminden uçuş planlamasına kadar çok sayıda alanda önleyici karar penceresini genişletebilir.