Trump, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Herkes Nobel Barış Ödülü’nü benim almam gerektiğini söylüyor” dedi. Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana 7 savaşı bitirdiğini iddia eden Trump, ödülün kendisine verilmemesi halinde bunun “adaletsiz ve siyasi bir karar” olacağını öne sürdü. Ancak eleştirmenler, Trump’ın bahsettiği savaşların küçük ölçekli olduğunu veya zaten uzun zaman önce sona erdiğini belirterek bu iddiaları reddediyor.
NOBEL KOMİTESİNE SİYASİ BASKI TARTIŞMASI
Norveç Nobel Komitesi’nin bağımsızlığı, daha önce Çinli muhalif Liu Xiaobo’ya verilen 2010 Nobel Barış Ödülü sırasında da gündeme gelmişti. O dönemde Çin yönetimi ödülün verilmemesi için yoğun diplomatik baskı yapmış, ancak komite geri adım atmamıştı.
Şimdi ise benzer bir tartışma Trump’ın söylemleriyle yeniden alevlendi. Norveç Nobel Enstitüsü Direktörü Kristian Berg Harpviken, komitenin doğrudan siyasi baskı altında olmadığını ancak kamuoyu ve özel alanlarda yürütülen kampanyalarla etki yaratılmaya çalışıldığını söyledi.
WASHINGTON’DA NOBEL LOBİSİ
Bloomberg’in haberine göre, Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Nobel ödülünün Trump’a verilmesi için kulis yürütüyor. Witkoff, ağustosta yapılan bir kabine toplantısında açıkça “Nobel Trump’a verilmeli” ifadelerini kullanırken, Rubio’nun da konuyu kamuoyunda sık sık gündeme getirdiği belirtildi.
Trump’ın Norveç Maliye Bakanı ve eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı görüşmede de Nobel ödülünü gündeme getirdiği ifade edildi. Norveç hükümet yetkilileri bu görüşmeyi doğruladı.
DESTEKÇİLERİNDEN TRUMP’A ÖVGÜ
Pfizer CEO’su Albert Bourla da Trump’ın Covid-19 aşılarının geliştirilmesini hızlandıran Warp Speed Operasyonu’ndaki rolünü övdü ve bu çabanın Nobel Barış Ödülü’ne layık olabileceğini söyledi.
Trump’ın kamuoyuna açık şekilde dile getirdiği Nobel beklentisi, ABD’de ve uluslararası çevrelerde tartışma yaratırken, ödülün verileceği 10 Ekim öncesinde komiteye yönelik siyasi baskı iddiaları yeniden gündeme taşındı.