istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Sarsılan uydumuz: Ay’daki heyelanlar endojenik depremlerle bağlantılı

Çinli araştırmacılar, 2009’dan bu yana 41 yeni ay heyelanı saptadı ve çoğunun asteroit çarpmalarından değil endojenik ay depremlerinden kaynaklandığını gösterdi. Bulgular, Ay’ın sismik olarak hâlâ canlı olduğunu ve gelecekteki iniş bölgeleri ile üs planlamasında risk haritalamasının şart olduğunu ortaya koyuyor.

Giriş: 22.09.2025 - 18:22
Güncelleme: 22.09.2025 - 18:22
Sarsılan uydumuz: Ay’daki heyelanlar endojenik depremlerle bağlantılı

Ekip, 74 dengesiz bölgeye ait, farklı zamanlarda çekilmiş 562 uydu görüntüsü (çözünürlük <1 m/piksel) üzerinden yaptığı karşılaştırmada 41 yeni heyelan belirledi. Ay heyelanları, Dünya’daki örneklerine kıyasla daha küçük ölçekte: tipik olarak yaklaşık 1 km uzunluk, yaklaşık 100 m genişlik, ≤1 m derinlik ve yaklaşık 100 bin m³ malzeme hacmiyle karakterize ediliyor.


SİSMİK ENERJİ YAYILIMI

Araştırmacılar, kuru Ay kayacında suyun yokluğunun şok emilimini azaltması nedeniyle, aynı büyüklükteki bir yer sarsıntısına kıyasla Ay depremlerinin daha uzun sürdüğünü ve sismik enerjinin yavaş sönümlendiğini vurguluyor. Bu durum, yapıları saatlerce sürebilen titreşimlere maruz bırakabilir ve özellikle dik yamaçlarda heyelan tetikleme olasılığını artırır.


BÖLGESEL YOĞUNLAŞMA

Tespit edilen heyelanların çoğu; krater duvarları, kırışık sırtlar (fay kaynaklı morfolojiler) ve volkanik yamaçlar gibi 24–42° eğimli alanlarda görülüyor. Olayların doğu Mare Imbrium havzasında yoğunlaşması, bu bölgenin sismik olarak etkin kaldığına işaret ediyor. Araştırmacılar, Ay’da yeni çarpma kraterleri de belirledi; ancak bunların %30’dan azının heyelanlarla örtüşmesi, tetikleyicinin çoğunlukla iç kaynaklı depremler olduğunu destekliyor.


JEOLOJİK CANLILIK KANITI

Elde edilen veriler, Ay’ın jeolojik olarak ‘ölü’ olmadığını; iç kısmın endojenik sismisiteyi besleyecek kadar enerjik kaldığını düşündürüyor. Bu yorum, Ay’ın termal evrimini anlamada yeni ipuçları sunuyor ve daha önce haritalaması zor olan sismik bölgelerin belirlenmesine kapı aralıyor.


RİSK HARİTALAMASI ŞART

Gelecekteki insanlı görevler ve Ay üsleri için, aktif sismik zonlardan ve dik/depreme duyarlı yamaçlardan uzak iniş–kurulum planlaması öneriliyor. Chang’e-8 görevi (2029) kapsamında güney kutbuna yerleştirilecek ay sismometresi, depremleri anlık yüzey değişimleriyle eşleştirerek merkez üssü–heyelan bağlantısını daha doğrudan ortaya koyabilecek.