İstanbuTicaret Odası, gıda sektörüne yeni iş fırsatları kazandırmak amacıyla Çin’in Guangzhou kentinde düzenlenen Food2china 2025 Fuarı’nda ikili görüşme standı ile yer aldı. Fuarın açılışına katılan İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, Guangzhou Başkonsolosu kaan Başkurt ve Guangzhou Ticaret Ataşeleri Dilan can ve Şerife Yıldırım Demirel ile birlikte stantları ziyaret etti. Fuarın açılış töreninde konuşan Ahmet Özer, Türkiye ile Çin arasındaki ticari işbirliklerinin güçlenmesinin önemine dikkat çekti.
İHRACATIMIZI 20 MİLYAR DOLARA ÇIKARMALIYIZ
Türkiye’nin Çin ile ticaret dengesini lehine çevirmesi gerektiğini belirten Özer, şöyle konuştu: “ihracatımızı 3.4 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkarmalıyız. Bu rakam cari açığımızın yarısını kapatır. Bunun yolu da yasakçı politikalardan değil, Çin’in devasa gücünü avantaja çevirmekten geçiyor. Çin’in gücünden korkmak yerine üretime çevirecek stratejiler geliştirmeliyiz. Bakanlık düzeyinde özel planlamalar yapılmalı, Uzak Doğu ülkeleri yakından tanınmalı ve Çin’in potansiyeli ülke üretimine dönüştürülmeli. Türkiye ile Çin arasındaki ticaret hacmi, ithalatın ağırlığı nedeniyle cari açığa yol açıyor. Çin, hiç kimsenin göz ardı edemeyeceği kadar büyük bir aktör. 1.4 milyar nüfusu ve 7 trilyon dolara yaklaşan ticaret hacmiyle dünya ekonomisinde belirleyici rol oynuyor. Türkiye, Çin’den 44 milyar dolarlık ithalat yapıyor, bu alımların büyük kısmı da ara mal. Yani ithalatla ikame edilmiş üretim ve ihracat söz konusu. Ancak enerji dışı cari açık verdiğimiz ülke Çin’dir.”
DÜNYA EKONOMİSİNİ ETKİLİYOR
Özer, “Çin’in ölçek ekonomisi üretim stratejisi de böyledir” diyerek, “eğer belirli bir strateji ve plan doğrusunda bu güçten istifade etmez, sadece lüks ve ucuz yaşam için Çin olgusunu kullanırsanız, bir süre sonra bu ucuzluk ve lüks sizin üretiminizi yok eder ve ekonominiz zora girer” dedi. Çin ekonomisinin tüm dünyayı domine ederek, hiç olmadığı kadar ucuzlattığını belirten Özer, “Bu ucuzlukla sürümden kazanan markalar ve üreticilerin tüm bilgi birikimlerini de Çin’e taşıyıp, ölçek üretimine kaliteyi de ekleyince Çinliler rekabetsiz hale geldi ve kendi üretimleriyle dünya ekonomisini insan kullanımı için pozitif ülke ekonomileri için negatif etkiledi. Avrupa ve ABD bunu fark edene kadar birçok alanda üretim üstünlüğünü de Çin’e kaptırdı” diye konuştu.