Filistin Devleti'ni tanıyan ülkeler İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın peş peşe gelen açıklamaları sonrası gündeme geldi. Kanada Başbakanı Mark Carney ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Filistin Devleti'ni tanıdıklarını açıkladı. Ardından İngiltere de Filistin Devleti'ni resmen tanıdığını duyurdu. Peki, hangi ülkeler Filistin Devleti’ni tanıdı? Netanyahu’nun cevabı ne oldu?
FİLİSTİN DEVLETİ'Nİ TANIYAN ÜLKELER LİSTESİ
İsrail işgali altında bulunan Filistin devletini, bağımsızlığını ilan ettiği 15 Kasım 1988'den bu yana, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkeden 147'si tanıdı.
BM üyesi 9 ülke, 7 Ekim 2023'ten sonra Filistin devletini resmi olarak tanıma kararı aldı. Bu 9 ülkeyi Barbados, Jameika, Trinidad ve Tobago, Bahama Adaları, İrlanda, Norveç, İspanya, Slovenya, Ermenistan ve Meksika oluşturuyor.
İngiltere, Kanada ve Avustralya da peş peşe yaptıkları açıklamalarla Filistin Devleti'ni resmen tanıdıklarını bildirdi. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, tanıma kararına ilişkin açıklamasında, bu adımla 2 devletli çözüm umudunu canlı tutmayı amaçladıklarını belirtti.
Ayrıca Fransa, Belçika, Lüksemburg, Malta, Portekiz, Andorra ve San Marino, New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulunda Filistin Devleti’ni tanıdıklarını duyurmaya hazırlanıyor.
Türkiye de uluslararası platformlarda her fırsatta Filistin’in devlet olarak tanınması gerektiğini vurgulayarak, bu yöndeki çağrılarını kararlılıkla yineliyor.

TÜRKİYE, FİLİSTİN'İN BAĞIMSIZLIĞINI NE ZAMAN TANIMIŞTI?
Dönemin Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın 15 Kasım 1988'de ülkesinin bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, Filistin devletini aynı gün tanıyan ülkelerden biri de Türkiye oldu.
Türkiye ve 12 ülke, Filistin devletini ilan edildiği gün tanırken o günden bugüne uluslararası alanda desteğini sürdürdü.
ÜLKELERİN FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMASI NEDEN ÖNEMLİ VE NE ANLAMA GELİYOR?
1917’de Lloyd George’un başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Arthur Balfour’un girişimiyle başlatılan ve Filistin topraklarında 1948 yılında bir Yahudi devletinin kurulmasıyla sonuçlanan Balfour Deklarasyonu’nun mimarı olan İngiltere, İsrail’in yaklaşık iki senedir Ortadoğu’da aşılmadık ‘kırmızı çizgi’ bırakmamasının ardından bu kez Filistin’in tanınması kararına imza attı. Londra’nın Paris ile birlikte attığı bu adımın, ABD destekli İsrail politikaları sebebiyle neredeyse rafa kaldırılan iki devletli çözüm fikrine can suyu verdiği değerlendiriliyor. Starmer, temmuz ayında yaptığı açıklamada İsrail’in belirli koşulları yerine getirmemesi ve Gazze’de ateşkesi kabul etmemesi halinde eylülde Filistin Devleti’ni tanıyacaklarını duyurmuştu.
Tanıma sayesinde İngiltere, Filistin ile uluslararası anlaşmalar imzalayabilecek ve Filistin’in Londra’daki temsilcisi tam yetkili büyükelçi statüsüne kavuşacak. Ayrıca, bazı uzmanlara göre bu karar, İngiltere üzerinde işgal altındaki topraklarda üretilen İsrail mallarına boykot uygulama yönünde baskıyı artırabilir. Adım, aynı zamanda Filistin’in geleceğine dair bir siyasi mesaj olarak görülüyor. İsrail’in Filistin devletini tanımayı reddetmesine tepki niteliği taşıyor. Öte yandan, İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesi ya da Gazze’yi yaşanmaz hale getirerek Filistinlileri Ürdün ve Mısır’a sürmesi ihtimali uluslararası kamuoyunda ciddi endişe yaratıyor. Bu senaryolar, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını imkânsız hale getirebilir.
NETANYAHU FİLİSTİN’İN DEVLET OLARAK TANINMASININ KARŞILIĞINDA NE SÖYLEDİ?
Netanyahu, ülkelerin Filistin devleti tanıma yönündeki kararlarına ABD'den döndükten sonra yanıt vereceğini söyleyip "Bekleyin ve görün." sözleriyle üstü örtülü Batı Şeria'yı ilhak tehdidinde bulundu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar da 3 ülkenin Filistin devletini tanıma kararının ardından işgal altındaki Batı Şeria'yı ilhak çağrısında bulunmuştu.
Netanyahu, İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından paylaşılan video mesajında, Suriye ile güvenlik anlaşması görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
İşgal altındaki Suriye toprakları Golan Tepeleri'nden çekilme niyetinin olmadığını vurgulayan Netanyahu, "Suriye ile güneybatı Suriye'yi askerden arındırmayı öngören bir güvenlik anlaşması üzerinde görüşüyoruz." dedi.
Netanyahu, Arap Dağı'ndaki Dürzi müttefiklerinin güvenliklerinden endişeli olduklarını iddia ederek bu konuyu ele aldıklarını belirtti.
İsrail basını, Başbakan Netanyahu'nun bakanlar ve güvenlik şefleriyle Suriye ile yürütülen müzakereleri ele alacağını aktarmıştı.
Netanyahu, bugün yaptığı açıklamada, 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinden sonra çok sayıda saldırı düzenledikleri ve güneyindeki tampon bölgeyi işgal ettikleri Suriye ile güvenlik anlaşması için yapılan görüşmelerde ilerleme olduğunu söylemişti.
İsrail yönetiminin "birkaç hafta önce" Suriye'ye yeni bir güvenlik anlaşması önerisi sunduğu ileri sürülmüştü.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, Filistin devletini tanıma kararının barışı teşvik etmediği, hatta bölgeyi istikrarsızlaştırıldığı savunuldu.
Açıklamada, "İsrail, İngiltere ve bazı diğer ülkeler tarafından yapılan Filistin Devleti'nin tanınmasına ilişkin tek taraflı açıklamayı kategorik olarak reddediyor." ifadesine yer verildi.
Alınan kararların Hamas'ı ödüllendirdiği ve sahip olduğu desteği pekiştirdiği iddia edilen açıklamada, bu kararın iki taraf arasında uzlaşma sağlanması mantığına aykırı olduğu savunularak Filistin yönetiminin de yükümlülüklerini yerine getirmediği ileri sürüldü.
Açıklamada, "Filistin Yönetimi sorunun bir parçasıdır, çözümün bir parçası değildir. Bu nedenle ABD Filistin Yönetimi'ne yaptırımlar uygulamakta ve üst düzey yetkililerinin topraklarına girmesini engellemektedir." iddiasında bulunuldu.
Filistin Devleti'nin tanınmasına yönelik alınan kararların "gerçeklerden kopuk ve hayali" olduğu ve ülkelerin iç siyasetlerine yönelik kaygılar taşıdığı öne sürüldü.
İSRAİL’DE FİLİSTİN İÇİN İMZA KAMPANYASI BAŞLADI
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesi, İsrail’de 60’tan fazla barış ve uzlaşı örgütü Filistin devletinin tanınması için çağrıda bulundu. En geniş barış girişimi olan It’s Time Coalition adına konuşan Ran Yaron, hazırlanan kampanya videosunda “Gazze’de savaşın bitirilmesi, esirlerin serbest bırakılması ve Filistin devletinin tanınmasının tarihi bir fırsat” mesajının verildiğini söyledi. Kampanyanın dikkat çeken isimlerinden 49 yaşındaki Maoz Inon, Ekim 2023’teki saldırılarda ailesini kaybetmesine rağmen intikam yerine barıştan yana olduğunu belirtti. “İntikam, ölüleri geri getirmeyecek; sadece şiddet döngüsünü büyütüyor” diyen Inon, uluslararası toplumu Filistin’i resmen tanımaya çağırdı.
FİLİSTİN DEVLET BAŞKANI ABBAS, ÜLKELERİN DEVLERLERİNİ TANIMALARI KONUSUNDA NE SÖYLEDİ?
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın Filistin Devleti'ni tanımalarını memnuniyetle karşıladı ve bunun adil ve kalıcı barışın tesisinde önemli ve zorunlu bir adım olduğunu belirtti.
Filistin haber ajansı WAFA'da yer alan açıklamasında Abbas, Kanada Başbakanı Mark Carney, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer'in Filistin Devleti'ni resmen tanımalarını memnuniyetle karşıladı.
İngiltere'nin Filistin Devleti'ni tanımasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Abbas, bunun adil ve kalıcı bir barışın tesisi yolunda atılmış önemli ve gerekli bir adım olduğunu vurguladı.
Abbas, İngiltere'nin Filistin halkının "kendi kaderini tayin, özgürlük ve bağımsızlık hakkını" tanımasıyla, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin önünün açılacağını ve Filistin'in İsrail ile güvenlik, barış ve iyi komşuluk içinde yan yana yaşamasına olanak sağlanacağını vurguladı.
Filistin Devlet Başkanı, Kanada Başbakanı Mark Carney'in bağımsız ve egemen Filistin Devleti'ni tanıdığına dair resmi açıklamasını da memnuniyetle karşıladı.
Kanada'nın bu tanımayla, hem Filistin hem de İsrail için barışçıl bir gelecek inşasının ortağı olduğunu belirtti.
Avustralya'nın Filistin Devleti'ni tanımasından da memnuniyet duyduğunu belirten Abbas, 3 ülkenin Filistin'i tanımasının, iki devletli çözümün uygulanması için elverişli bir ortam oluşturmaya yönelik uluslararası çabaların bir parçası olduğunu dile getirdi.
Öte yandan Abbas, Kudüs'teki İngiliz Başkonsolosu Helen Winterton'ı Ramallah'ta kabul etti.
Abbas, Winterton'dan İngiltere'nin bağımsız ve egemen Filistin Devleti'ni tanıma kararını resmen bildiren yazılı bir mektup aldı.
İngiltere'nin bu tarihi ve cesur adımını öven Abbas, bunun, Filistin halkının devredilemez haklarının tanınması ve İngiltere'nin uluslararası kararlara olan bağlılığının bir göstergesi olduğunu vurguladı.
FİLİSTİN DEVLETİ'NİN TARİHÇESİ NEDİR?
BM üyesi 147 ülkenin tanıdığı, bir çoğunun da tanımaya hazırlandığı Filistin devletinin toprakları hâlâ İsrail işgali ve ablukası altında bulunuyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun 400 yıl boyunca hüküm sürdüğü tarihi Filistin toprakları Aralık 1917'de İngiliz işgaline girdi. Milletler Cemiyeti Sözleşmesi'ne göre, bağımsızlığı ileride tanınmak üzere geçici olarak Manda sistemine giren Filistin'in bağımsızlığı teslim edilmedi.
Daha sonra kurulan BM, 29 Kasım 1947'deki kararıyla tarihi Filistin topraklarının bölünmesine ilişkin tasarıyı kabul etti ve Filistin topraklarının yüzde 55'i kurulacak İsrail devletine, yüzde 45'i ise Filistin'e bırakılacaktı.
İsrail, 14 Mayıs 1948'de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından başlayan Arap-İsrail savaşı sonrasında başta Batı Kudüs olmak üzere BM kararının dışında yer alan bazı toprakları da işgal etti.