Çin'in Chang'e-6 misyonu kapsamında toplanan Ay toprağı örnekleri üzerinde yapılan yeni analizler, bilim insanlarının beklemediği bir sonucu ortaya çıkardı. Shandong Üniversitesi liderliğinde, Çin Bilimler Akademisi Jeokimya Enstitüsü ve Yunnan Üniversitesi'nin desteğiyle yürütülen çalışmada, Ay yüzeyinde küçük demir pası parçacıklarına rastlandı.
Science Advances'ta yayımlanan bulgulara göre, Chang'e-6 örneklerinde demir oksit formları olan hematit ve maghemitin mikrometre ölçeğindeki kristalleri tespit edildi. Bugüne kadar Ay'ın demir oksidasyonu için gerekli oksijen koşullarına sahip olmadığına inanıldığından, bu keşif Ay yüzey kimyasına dair uzun süredir kabul gören görüşlerin sorgulanmasına neden oldu.
TARİHİ GÖRÜŞ DEĞİŞİYOR
Bilim dünyası on yıllar boyunca Ay'ın yüzeyinde demir oksit bulunamayacağını, çünkü ortamın bunun için elverişsiz olduğunu varsayıyordu. Apollo görevleri sırasında manyetit ve demir hidroksitler gibi bazı ferrik demir içeren malzemeler tespit edilmiş olsa da, bu bulgular o dönemde ciddiye alınmamıştı.
1971 yılında yapılan ve literatürü etkileyen bir çalışmada, bu bileşiklerin Ay yüzeyinde stabil kalamayacağı savunulmuş ve numunelerdeki bulguların Dünya'ya dönüş sonrası oluşan kirlenmeden kaynaklandığı öne sürülmüştü. Yarım yüzyıldan fazla bir süre boyunca bilimsel düşünceyi şekillendiren bu görüş, Ay'ın kuru ve son derece düşük yoğunluklu bir ortam olduğu, dolayısıyla demirin paslanması için doğal bir yol bulunmadığı fikrini pekiştirmişti.
KİRLENME TEZİ ÇÜRÜDÜ
Ancak son yıllarda uzaktan algılama verileri ve yeni Ay örnekleri, demir oksitlenmesinin sanılandan daha yaygın olabileceğini göstermeye başladı. 2020 yılından bu yana yapılan gözlemler, yüksek Ay enlemlerinde hematit varlığına işaret ederken, 2022'de Chang'e-5 örneklerinin analizi de oksidasyonun Ay yüzeyinde gerçekleşebileceğine dair kanıtlar sunmuştu.
Çinli bilim insanları, geçen yıl Haziran ayında getirilen Chang'e-6 örneklerini inceleyerek ilk kez mikron ölçeğinde hematit tanecikleri tespit etti ve bu demir oksitlerin kirlenme sonucu değil, uydunun jeolojisinin doğal bir parçası olduğunu kanıtladı.
ÇARPMALARLA OLUŞAN MİNERALLER
Araştırmacılar, ferrik demirin uyduda nasıl oluştuğunu anlamak için çeşitli mekanizmaları inceledi. Elde edilen sonuçlara göre, oksitlenmiş demir mineralleri çoğunlukla göktaşı çarpmalarının aşırı ısısı ve basıncıyla kaynaşmış parçalardan oluşan "breş" adı verilen kayalarda görülüyor. Bu minerallerin el değmemiş eski volkanik kaya parçalarında bulunmadığı belirlendi. Bilim insanları, hematit tanelerinin, Güney Kutbu-Aitken havzasını ve Ay'ın uzak tarafındaki Apollo kraterini oluşturanlar gibi büyük çarpma olayları sonucunda meydana geldiğini belirtiyor.
MANYETİK GİZEM ÇÖZÜLÜYOR
Chang'e-6'nın iniş yaptığı Güney Kutbu-Aitken havzası, güneş sistemindeki en eski ve en büyük çarpma havzalarından biri olarak biliniyor. Bölgenin çok sayıda büyük çarpışmaya maruz kalması ve daha sonraki volkanik lav akıntılarından etkilenmemesi, antik çarpmaların oluşturduğu minerallerin korunması için ideal bir ortam sağlıyor. Uzmanlar, bu keşfin Ay'ın çeşitli bölgelerinde tespit edilen ancak bugüne kadar tam olarak açıklanamayan gizemli manyetik anomalileri de açıklamaya yardımcı olabileceğini ifade ediyor.