Hong Kong, uluslararası hukukta ‘özel idari bölge’ statüsüne sahip olmasına rağmen küresel ölçekte ayrı bir ekonomik aktör olarak kabul ediliyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün kurucu üyelerinden Hong Kong’un birçok ülkeyle serbest ticaret anlaşması var. 2047’ye kadar geçerli olan ‘bir ülke, iki sistem’ yapısı sayesinde Çin’e çok yakın konumda olmasına rağmen farklı bir hukuk, vergi ve idari sisteme sahip. İstanbul Ticaret Odası, üyelerinin yeni pazarlara açılmalarına destek olmak ve ihracatı teşvik etmek amacıyla yaptığı çalışmalar kapsamında ‘Hong Kong İş ve Yatırım Fırsatları’ konulu bir webinar düzenledi.
BİR ÜLKE İKİ SİSTEM
Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hazıroğlu’nun yaptığı toplantıya, T.C. Hong Kong Ticaret Müşaviri Dinçer Tatlıoğlu, Invest HK Türkiye Direktörü Neşe Seçer, Hong Kong Trade Development Council Türkiye Temsilcisi Perran Ersu da katılarak pazar ve bölge ticareti hakkında sunum yaptı.
Çin’in en önemli finans ve ticaret merkezlerinden olan Hong Kong’un yüksek teknoloji ihracatıyla ikinci sıraya ulaştığını belirten İTO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hazıroğlu, şunları söyledi: “1997’de İngiltere’den Çin’e devredilen bölge, ‘bir ülke, iki sistem’ prensibiyle 2047’ye kadar özerk bir yapıya sahip olacak. Dünyanın 39’uncu büyük ekonomisi olan Hong Kong, Çin pazarına açılan güvenilir bir kapı. Aynı zamanda serbest liman statüsü de bulunuyor. 2024 yılı verilerine göre Türkiye’den Hong Kong’a yaptığımız ihracat yaklaşık 893 milyon dolar, ithalatımız ise 145 milyon dolar. Bu rakamlar, istenilen seviyenin çok altında. İTO olarak Hong Kong’u hedef pazar statüsünde değerlendiriyoruz.”
VERGİSİZ DIŞ TİCARET
T.C. Hong Kong Ticaret Müşaviri Dinçer Tatlıoğlu da Hong Kong’un Çin’in bir parçası olduğunu, ancak ticari ve ekonomik olarak Çin’den farklı bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Tatlıoğlu, “Hong Kong, Çin’e açılmak isteyen firmalar için çok önemli bir kapı niteliğinde. Küçük bir bölge olmasına rağmen 250’ye yakın bankaya ev sahipliği yapıyor. Gümrük vergisi birkaç kalem dışında neredeyse sıfır ve çok düşük kurumlar vergisi alıyor. KDV, kazanç gibi vergiler yok. Alınan tek vergi, 2 milyon HK dolarına kadar olan kısım için yüzde 8.25, üzeri kısım için de yüzde 16.5 olarak uygulanıyor. Ticaretinizden hiçbir şey kazanamazsanız hiç vergi alınmıyor. Ayrıca sermaye serbestliği konusunda da avantajlar sunuyor” diye konuştu.
ŞEFFAF TİCARET YAPISI
Hong Kong ekonomisinin büyük ölçüde hizmet sektörüne dayandığına dikkat çeken Tatlıoğlu, şöyle devam etti: “Yıllık ticaret hacmi 1.2 trilyon doları aşan Hong Kong ihracatının yüzde 98’i re-eksport niteliğinde. Vergilerin düşük olması, gümrük vergilerinin çok sınırlı uygulanması ve şeffaf ticaret yapısı, Türk firmaları için önemli fırsatlar sunuyor. Gıda, kozmetik, tekstil ve elektronik ürünlerde pazara giriş potansiyeli yüksek.”
