istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Astronotların uzay adaptasyon sendromuna sanal gerçeklik çözümü

Yeni bir araştırma, sanal gerçeklik (VR) başlıklarının, astronotların Dünya'ya döndüklerinde yaşadıkları ve tehlikeli olabilen hareket tutmasını (uzay adaptasyon sendromu) önlemede devrim yaratabileceğini ortaya koydu.

Giriş: 10.11.2025 - 11:07
Güncelleme: 10.11.2025 - 11:07
Astronotların uzay adaptasyon sendromuna sanal gerçeklik çözümü

Araştırmacılar, sanal gerçeklik (VR) başlıklarının astronotların Dünya'ya döndüklerinde yaşadıkları hareket tutmasının (uzay adaptasyon sendromu) üstesinden gelmelerine yardımcı olabileceğini keşfettiler. Bu yeni teknoloji, astronotların Dünya'ya dönüşlerini çok daha konforlu hale getirebilir. Astronotlar uzaya çıktıklarında, yerçekiminin kaybolmasıyla beyinleri karışır. Dünya'da iç kulak (vestibüler sistem) beyne sürekli olarak ‘aşağı’ yön bilgisini verirken, mikro yerçekiminde bu sinyal kaybolur. Beynin beklentileri ile yeni gerçeklik arasındaki bu uyumsuzluk, uzayda hareket tutmasına (bulantı, baş dönmesi, yönelim bozukluğu) neden olur.


DUYUSAL UYUMSUZLUK

Bu durum, temelde araba tutmasıyla aynı mekanizmaya sahiptir; gözler hareketsizliği, iç kulak ise hareketi algıladığında beyin bu iki sinyali uzlaştıramaz ve mide bulantısı tetiklenir. Astronotların yaklaşık yarısı yörüngede hareket tutması yaşarken, Dünya'ya döndüklerinde çok daha ciddi bir sorunla karşılaşırlar. Beyinleri mikro yerçekimine adapte olduğundan, yerçekimi aniden geri döndüğünde (özellikle okyanusa indiklerinde kapsül sallanırken) tekrar hareket tutması yaşarlar. Bu durum, kapsülden hızla tahliye olmaları gerekebileceği için tehlikeli olabilir.


MEVCUT RİSKLİ ÇÖZÜM

Hareket hastalığı ayrıca tepki sürelerini geciktirebilir ve muhakeme yeteneklerini etkileyebilir. Günümüzde astronotlar, belirli beyin sinyallerini engelleyen mide bulantısı önleyici ilaçlara güvenmektedir. Ancak bu ilaçlar etkili olsalar da, uyuşukluğa neden olarak acil durumlarda uyanıklığı olumsuz etkiler. Bu soruna alternatif bir çözüm arayan araştırmacılar, sanal gerçekliğe yöneldiler. Kontrollü koşullar altında, insanların değişen yerçekimi koşulları ve dalga benzeri hareketlere (denizdeki bir kapsül simülasyonu) VR ile nasıl tepki verdiklerini test ettiler.


Üç grup test edildi: İlk grup, görsel ipuçları olmayan (arka koltukta kitap okumak gibi) bir deneyime tabi tutuldu. İkinci grup, VR'nin hissedilen hareketle eşleştiği bir yan cam simülasyonu yaşadı. Son grup ise VR'nin yalnızca gerçek zamanlı hareketi değil, aynı zamanda yaklaşan hareketi de tahmin ettiği (ilerideki yolu görmek gibi) bir ön cam simülasyonunu deneyimledi.

Astronotların uzay adaptasyon sendromuna sanal gerçeklik çözümü


ŞAŞIRTICI SONUÇLAR

Ekip, ilk grupta (görsel ipucu olmayan) katılımcıların yaklaşık yüzde 66'sının deneyi bitiremeyecek kadar hastalandığını tespit etti. İkinci grupta (yan cam) bu oran yüzde 20'ye düşerken, en şaşırtıcı sonuç son grupta (ön cam/tahmini) alındı; bu grupta katılımcıların yalnızca yüzde 10'u mide bulantısı nedeniyle erken bıraktı. Sonuçlar, sanal gerçekliğin hareket tutmasını yaklaşık yarı yarıya veya daha fazla azalttığını açıkça gösterdi. Esasen, beyne doğru görsel bağlamı sağlamak, duyusal sinyallerin (göz ve iç kulak) eşleşmesini sağlıyor ve mide bulantısı tetiklenmiyor.


GÜNLÜK HAYATA UYGULAMA

Ekip, bu sonuçların astronotlara yardımcı olmanın ötesinde uygulamalara da sahip olabileceğini belirtti. Aynı prensip mükemmelleştirilirse, araba, deniz veya uçak tutması yaşayan yolculara da yardımcı olabilir. Ayrıca, otonom araçlardaki (hareketi kontrol etmeyen) sürücüler ve sanal gerçeklik kullanırken ‘siber hastalık’ (cybersickness) yaşayan kişiler için de faydalı olabileceği düşünülüyor. İleriye bakıldığında, bu sonuçlar, mide bulantısını azaltmak için otonom araçlarda veya gemilerde tahmini hareketi gösteren VR ‘pencereleri’ üretmek için de kullanılabilir.