Almanya, güvenli dijital iletişim yolunda yeni bir adım attı. QuNET araştırma programı kapsamındaki araştırmacılar, kuantum anahtar dağıtımının (QKD) hibrit ve mobil iletişim kanallarında güvenilir biçimde çalışabildiğini gösterdi. Bu başarı, gelecekteki kuantum güvenlikli ağlar için dönüm noktası kabul ediliyor ve Almanya’nın siber güvenlikte teknolojik egemenlik çabalarını destekliyor.
Geleneksel şifreleme, gelişen bilgi işlem teknolojilerinin tehditleriyle karşı karşıya kalırken kuantum iletişimi önem kazandı. QKD, kuantum fiziği prensiplerini kullanarak güvenli dijital anahtarlar üretiyor; sinyallerin yalnızca birkaç foton içermesi nedeniyle anahtarların fark edilmeden kopyalanamayacağı ifade ediliyor.
HİBRİT KUANTUM ALTYAPISI
Almanya Federal Araştırma, Teknoloji ve Uzay Bakanlığı, QuNET projesine 125 milyon avro yatırım yaptı. Fraunhofer IOF ve Fraunhofer HHI, Max Planck Işık Bilimi Enstitüsü, Erlangen-Nürnberg Friedrich-Alexander Üniversitesi ve DLR İletişim ve Navigasyon Enstitüsü projede birlikte çalışıyor. Konsorsiyum, son dört yılda çok sayıda gerçek dünya testini tamamladı.
GERÇEK DÜNYA DENEMELERİ
Ekip, 2021’de iki federal kurum arasında kuantum güvenlikli ilk video konferansı gerçekleştirdi. 2023’te Jena’da özel bir noktadan noktaya bağlantı kuruldu. 2024’te kişisel veriler Berlin’in belediye fiber ağı üzerinden güvenli biçimde taşındı.
2025’in başlarında araştırmacılar, mobil uyumluluğu test etmek için kuantum bilgilerini bir DLR araştırma uçağına iletti. Her kilometre taşı, giderek daha karmaşık ve gerçekçi koşullarda sistemin performansını ortaya koydu. Son yayında bu deneyler bir araya getirilerek, çeşitli teknolojilerin tek bir çalışma sisteminde birleştirilmesinde kaydedilen ilerleme özetlendi.
MOBİL GÜVENLİ KANALLAR
Araştırmacılar, kuantum sinyallerinin özellikle türbülanslı havada hızla bozulduğunu vurguluyor. Ekip, Jena’da serbest jet teknolojisini kullanarak hareketli hava sütunları üzerinden anahtar ileten çeşitli sistemleri test etti. Bu yaklaşımın, mobil, geçici ve uzun menzilli güvenli kanalları mümkün kılabileceği ve fiber altyapının bulunmadığı alanlardaki boşlukları kapatabileceği ifade ediliyor.
Donanım ve yazılım entegrasyonu kilit rol oynadı. Ağların, fiber hatları, serbest alan optik bağlantılarını ve geleceğin uydu düğümlerini birleştirmesi gerektiği; deneylerin de farklı mimarilerin güvenliği tehlikeye atmadan birlikte çalışabildiğini gösterdiği aktarılıyor. Goy, bunun Almanya’da teknolojik uzmanlık oluşturacağını ve güvenlik açısından kritik bir alandaki bağımlılıkları azaltacağını ifade ediyor.
ULUSAL KUANTUM AĞI
Bu gelişmeler, kuantum donanımlarının evrimine uyum sağlayabilen, ölçeklenebilir ve geleceğe dönük bir sisteme doğru ilerleme olduğunu ortaya koyuyor. Bir sonraki adımda Berlin, Jena, Erlangen ve Oberpfaffenhofen’in hibrit bir ulusal kuantum ağıyla bağlanması planlanıyor.